Affetmek ya da affetmemek; kendini, hayatını, sevdiklerini…. Bunlardan hangisi daha zor geliyor insana? Affetmek söz konusu olduğunda bu kadar çok zorlanmamızın altında yatan sebep ne? Peki affetmek bize ne kazandırır ne kaybettirir? Yoksa hiçbir etkisi yok mudur? Peki ya affetmemek? Tüm bunlar hakkında mentalistlerle görüşerek detaylı bilgiler aldık. İşte affetmek, affetmemek ve detayları…
İyileşmek ve Mutlu Olmak İçin Affetmek Şart
Affetmemek, kuralcı olunan bir unutamama halidir. Yani karşındakini unutmazsın, hayatından silemezsin ama ona karşı kırgınsındır da. Kendine has bir kural koymuşsundur ve bu sınırlar çerçevesinde kızgınsındır, kırgınsındır. Affetmemek, unutmamak ve bu konuda kararlı olmak aslında bir tercih meselesidir ve ne yaparsanız yapın bir türlü bu huyunuzdan vazgeçemezsiniz. İşte bu durumlarda sırtınıza yük binecektir ve yapacak olduğunuz çoğu şey, duyduğunuz sesler, gördüğünüz görüntüler ya da başkalarından duyduğunuz olaylar ve hatta televizyonda gördüğünüz bir haber bile size onu hatırlatacaktır. Dolayısıyla bir yükünüz olacak ve hayatınızın her alnında sırtınızda olacak. İşte bu sebeple bir olay içinde tıkılı kalmak bir mutsuzluk halidir ve affetmemek de aynı şekilde… Bu sebeple affetmeliyiz ki mutlu olalım!
Affetmek Ne Kazandırır, Affetmemek Neler Götürür?
Bu sorunun yanıtını daha iyi anlamak adına bir örnek verebiliriz. Şimdi öncelikle buradan kalkıp ülkenizin en ünlü koylarına gidip tatil yapacağınızı düşünün. Bu ortalama bir hafta kadar sürecek ve bu süreçte her yeri gezip edeceksiniz. Bu tatilde güzel olan her şey mümkün. İşte bu içinde bulunulan durum, tatilin getirileri, affetme eylemiyle aynı kazançlara sahip bir eylem. Bir diğerinde de elinizde telefon dizinizde sürekli bilgisayar olduğunu düşünün. Her saniye kriz içindesiniz ve hep bir stres…Çalıştığınız tüm insanlara kızıyor, sürekli onları, işi takip ediyorsunuz… Arkadaşlarınız deniz girelim derken siz iş kovalıyorsunuz. Hatta öyle ki çalan müzik bile sizi rahatsız ediyor. İşte bu örnek tam olarak affedememe hali. Yani neyi kazanıp kazanmamak aslında oldukça açık. Affedememek zamanı, yaşamı kaybettirirken affetme eylemi bunun tam zıddı olarak yaşamı kazandırır.
Affetmek Neden Bu Kadar Zor? Zorlandığımız Nokta Neresi?
Affetmek, kişisel gelişim, psikoloji gibi alanlarda bilince etki eden olumlu konulardandır ve öneriler arasında yer alır. Ancak bu zordur; çünkü ilk anda affetme eylemi insan beyni tarafından kusura, suçluluğa rağmen bağışlayıp üzerine de alkış tutuyormuşsunuz gibi algılanır. Oysa auranızı temizliyor, kötü olan her şeyden arınıyor ve oldu bittiye getirerek ruhunuzu arındırıyorsunuz. Affetmek eylemine tam olarak yüklenen anlam çok ağır bir anlam olduğu için kelimenin ağırlığı bize de ağır geliyor. Zorlandığımız nokta ise kendimize verdiğimiz zarar, zihnimize ve bedenimize yüklediğimiz yoğunluk. Bunu sadece birkaç dakika kadar düşünerek durumun gerçekten böyle olduğunu görebilirsiniz. Yani oturup düşünün ve affedemediğiniz kişi ya da şeyin sizde yarattığı etkileri derinlemesine düşünün. O zaman takıldığınız noktayı bulacak ve belki göremediklerinizi göreceksiniz.
Affetmekte zorluk çekenler içinse kısa bir sözcük dizisiyle sizi yalnız bırakıyorum. Derinden hissederseniz affetme konusunda biraz daha hissiyat eklemesi yaşayacaksınız.
“Evrende bir toz tanesi kadar küçüğüm ama bu hikayede rolüm olması düşünüldüğü için de çok değerliyim. Bu şahane yaratımın bir parçasıyım, her olan ve olmayan gibi. Her şey bir sebepten oluyor ve yengeç sepetinin dibinde kalmak yerine her ne oluyorsa sebeplerimi bulmayı ve bu evreni yaşamayı seçiyorum. Olanlarla değil, onlardan öğrendiklerimle dolu ceplerim. Her hikaye dün, yarının kesin olarak devam eden tek hikayesi benim.”