Burcu Kara, geçtiğimiz gün Nişantaşı’ndaki bir fotoğraf stüdyosunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Samimi açıklamalarda bulunan güzel oyuncu başından geçen dolandırılma hikayesini de anlattı.
"YAZI YAZ GİBİ YAŞAMADIM"
Yaz aylarında neler yaptığı sorulan Burcu Kara, “İnsanların en sevmediği cümle herhalde yaz bitti cümlesi. Keşke yaz bitmese… Yani yazı yaz gibi yaşamadığım için çok bir şey hissetmiyorum açıkçası. Çünkü tatil yapamadım, yapmadım… kendimizi korumak üzerine bir yaz geçirdiğimiz için, bir otele gidip farklı bir yerde uyanmayınca bana hiç tatil gibi gelmiyor.” dedi.
Yaz aylarını Bursa İznik’teki bahçesinde geçiren oyuncu, o günleri şu sözlerle anlattı: “ Ailemin göl kıyısında bir yeri var. Oranın havasını suyunu biz sevdiğimiz için ailece; oradaydık biz yazın.Toprak, domates, biber; tavuklar, horozlar, keçiler… Benim için çok huzurluydu. Zaten 'sağlığımız bozulmasın aman' şeklinde yaşadığımız bir yaz olduğu için... Ne yapalım bu yaz da böyle geçti...”
“HEPİMİZ BUNALIMA GİRECEĞİZ”
İstanbul’a dönünce yine koşturmacaya başlayan Burcu Kara “Hayat devam ediyor ve devam etmeli. Korkuyoruz, ürküyoruz ama artık biraz da biliyoruz kendimizi korumayı, yani koronayla yaşamayı” dedi ve ekledi “Mecburuz hepimiz. Yoksa hepimiz bunalıma gireceğiz içimize kapana kapana.”
“HARBİYE AÇIKHAVA’DA BAŞLIYORUZ”
Pandemi sebebiyle tiyatroların kapanmasından etkilenen Burcu Kara, tekrar sahneye çıkacak olmaktan duyduğu mutluluğu anlatırken ise şu ifadeleri kullandı: “Yarın tiyatro provam da başlıyor, çok mutluyum o yüzden. Ona hazırlanmıştık ama biz prömiyer yaptık, ertesi gün korona patladı. Biz bir daha hiç buluşamadık. 30 Ekim’de Harbiye Açıkhava’da başlıyoruz. Çok güzel ve çok anlamlı bir yerden başlıyoruz. Bize motivasyon olacak bu. Çünkü herkes oraya çıkmayı hayal eder ya hani… İstanbul Büyükşehir Belediye’si böyle bir şey yapmış tiyatrolarla ilgili. Çok mutlu olduk biz.”
HAZAL KAYA’YA DESTEK VERDİ
Geçtiğimiz haftalarda Hazal Kaya’nın yaptığı, ‘Kilolu kadına başrol verilmiyor’ açıklaması hakkındaki düşünceleri sorulan Kara, “Evet, tabi ki doğru. Ama bütün dünyada böyle çünkü maalesef güzellik algısı hep fit olmak üzerine, kusursuzluk üzerine…”şeklinde cevap verdi.
“KUSUR DAHA KIYMETLİ OLACAK HERHALDE”
Estetik ve sosyal medya filtreleriyle insanların tanınmaz hale geldiğini söyleyen oyuncu, dünyaca ünlü bir markanın daha farklı yüzleri model olarak kullanmasını örnek vererek “Burnu yamuk, dudağının bir kenarı ince, yanağında bir iz olan… Yani kusur dediğimiz şeyler çok daha kıymetli olacak herhalde zamanla. Oyuncu dediğin kısa boylu da olur, uzun boylu da olur; zayıf da olur, şişman da olur.”
“ESTETİK YAPTIRMADIM”
Burcu Kara, muhabirlerin estetikle ilgili düşünceleri sorması üzerine, “Hiç karşı değilim ama estetik yaptırmadım, küçük dokunuşlar tabi ki…” şeklinde konuştu.
Estetiğin fazlasını doğru bulmadığını da dile getiren güzel oyuncu, “Hepimizin bir gülüşü var, bir kaş çatışımız var… O hal değişiyorsa tabi ki başka biri oluyorsun. O kadarını ben de istemem. Ama çok rahatsız olduğun, onunla yaşamak istemediğin bir durum varsa, iyi ki öyle bir sektör var.” ifadelerini kullandı.
İTALYA’DA DOLANDIRILDI
Burcu Kara yaşadığı dolandırılma hikayesini kendisinden dinlemek isteyen muhabirleri kırmadı.
İşte Burcu Kara’nın anlatımı ile İtalya’daki dolandırılma öyküsü: “Annemlerle 9 yıl önce Napoli’ye gitmiştim. Tatilin son günü tekrar bir şehir turu yapalım dedik. Ben de tablet almayı düşünüyordum. O zaman düşünüyormuşuz. Düşünün yani dolar ne kadar düşük. O zaman her şeyi rahatlıkla alabildiğin kurlar var tabi. Neyse bir baktım orada fiyatlar çok daha uygun. Ben buradan alayım o zaman dedim. Sonra bir tane mağazaya girdik. Bir tane acayip bir satıcı, konuştu konuştu, o öyle şu böyle falan… Biz de aldık çıktık. Sonra havaalanına giden trene bindik. Biraz da uzundu yol. Bir açayım bakayım dedim. Bir açtım kutunun içinde kalın bir karton var sadece. Şok olduk biz, hepimiz birbirimize baktık. Sonra saate baktık geri dönebilir miyiz diye. O zaman 800 Euroya almıştım. Sonra ben o kutuyu ve kartonu bayağı bir sakladım. Çünkü her gördüğümde gülüyorum. Düşün Euro ne kadar ucuzmuş, gülüyorum sadece. Şimdi olsa ağlarım. Şimdi çok global yerler olmadığı sürece çok dikkat ediyorum. Bizim için hiç unutmayacağımız bir anı. Neyse cana geleceğine mala gelsin diyerek hayatımıza devam ediyoruz.”