Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülen ve günümüzün en önemli sorunları arasında görülen, estetik önem taşıyan cilt yaşlanması hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? En büyük organımız cildimizdir ve onun %70 kadarı su, %25,5 kadarı protein, %2’si yağ ve %0.5 kadarı da oligo mineral elementlerdir. Bu mineral elementler de magnezyum, kalsiyum, çinko ve diğer minerallerdir. Ayrıca cildimizde %2 oranında da karbonhidrat mevcuttur. Peki ya cildimizde bu kadar çok besin varken onu aç bırakmak olur mu? Bırakırsak da yaşlanır mı? İşte cildin yaşlanma nedenleri ve nasıl yaşlandığına dair bilgiler…
Öncelikle yaşlanma kavramı çok yönlü olan multifaktöriyel bir süreçtir. Yaşlanma süreci denilen süreç boyunca bazı yapılarımız bozulur, değişir, vücudumuzda bir takım mineral eksiklikleri, kolajen azalmaları meydana gelir ve hücre oluşumu, onarımı yavaşlar. Yıkım git gide artar ve dolaşım azalır. Yaşlanma dediğimiz süreç anlaşılacağı üzere çok faktörlü bir süreçtir. Peki ya nasıl olur?
Yumuşak doku değişir, cilt sıkılığı değişir, esneklik azalır, daha gevşek, esnekliği çok az olan bir yapı meydana gelir. Yüzümüzde bulunan yağ dokusu yer değiştirir, yaşlandıkça yüzümüzdeki yağ dokusu hem küçülür hem de aşağı doğru yer değiştirir. Kaslarımız çalıştıkça ciltte derin kırışıklıklar ve katlanmalar meydana gelir. Kemik yapı git gide kırılganlaşır, çok daha fazla etkilenir. Yaşlandıkça kemik hacmi küçülür, yumuşak doku ve deri sarkmaya başlar. İşte yaşlanma bu şekilde çok faktörlü ve aşamalı bir süreçtir.