Cüneyt Arkın Twitter hesabından yaptığı paylaşımla çocukluk yıllarına indi ve usta oyuncu henüz küçük bir çocukken nasıl ölümden döndüğünü anlattı. İşte Cüneyt Arkın'ın Twitter hesabından yaptığı o paylaşım

Cüneyt Arkın gençlik yılları

"KÜÇÜK YAŞLARIMDA AİLEM HAYVANCILIK YAPARDI"

Ablalarım, anam, babam ve ben gün boyu toprakla, hayvanları besleyip sağmakla, ekmek yoğurt, peynir yapmakla uğraşır dururduk. Çok az şeylerle bile mutlu olmayı bilirdik. Birbirimizi çok severdik... Geceleri babamla koyun güderdik. Koyunlar doydular mı yatarlardı. O zaman yıldızların altında, babam kavlı çakmağıyla bir gece ateşi yakardı. Kenarına oturur, anamın mübarek kınalı elleriyle pişirdiği tandır ekmeğimize, soğan ve peyniri katık ederdik.. Sonra babam, vakit buldukça keçi kılından heybe yapmaya başlardı... "Battal Gazi" destanını anlatırdı bana. Öylesine dikkatle dinlerdim ki.. Gece yarısı oldu mu, koyunlar yeniden otlamak için kalkarlardı. Peşlerine düşerdik...

Cüneyt Arkın ailesi

"HER YANIMIZ TOPRAK VE OT KOKARDI"

Her yanımız toprak ve yeşil ot kokardı. Ara sıra gece kuşları, öterdi. Sabaha karşı uykum gelirdi. Babam beni kepeneğe sarar, tarlaya yatırırdı. Toprak, anam gibi merhametle, şefkatle beni sarardı. Yıldızları seyrederken uyuyakalırdım.

Cüneyt arkın gençlik fotoğrafı

"RÜYAMDA KENDİMİ BATTAL GAZİ OLARAK GÖRÜRDÜM" 

Rüyamda "Battal Gazi" olmuş, beyaz atımın üzerinde savaştan savaşa koşardım.. Gün doğarken uyanırdım. Sabah koyun sağar, ot ve çiçek kokan sütüne ekmek doğrar yerdik.. Çoban köpeğim, eşeğim, öksüz kuzularım en iyi arkadaşlarım oldu. Sütü köpeklerim ve öksüz kuzularımla, ekmeği eşeğimle paylaşırdım. Çünkü biz arkadaştık ve birbirimizi çok seviyorduk. Karabaş iri pençeli bir çoban köpeğiydi. Yanımdan hiç ayrılmazdı... Uyurken beni beklerdi. Öksüz kuzularım gelip ellerimi yalarlardı...

Cüneyt Arkın battal gazi

"KESKİN VE KORKUNÇ DİŞLİ ÜÇ KURT ETRAFIMI SARDI"

Bir gün doluya tutulduk. Sanki gökyüzünden buz yağıyordu. Hemen öksüz kuzu yavrularını, eşeğimin sırtındaki iki heybeye yerleştirdim... Sonra sürüyü emniyetli bir yere götürdüm. Birden kurtlar saldırdılar. Vahşi çığlıklarla sürüye daldılar. Keskin ve korkunç dişlerini görüyordum. Öksüz kuzularım korkmuşlardı. Meleyerek beni çağırıyorlardı. O yana koştum, ama üç kurt etrafımı sardı. Kurtlarla göz göze geldim. Birden saldırdılar... Köpeğim Karabaş'ı gördüm. Kurtları yardı, yanıma geldi. Hemen biriyle kapıştı, sonra ötekiyle.. Her yanı parçalandı, kan içinde kaldı. Ama kurtları yanıma sokmuyordu... Sonra eşeğimi gördüm. Çifteler atıyor heybedeki kuzulara saldıran kurtları, dört dönerek dağıtıyordu. Birinin beynini parçaladı. Diğerini böğrüne attığı çifte ile havaya uçurdu.

Cüneyt Arkın

"KARABAŞIMIN HER YANI KANIYORDU"

Bu arada köpeğim son kurdu boğazlıyordu. Yardımına koştum. Kurdu öldürdük. Karabaşımın her yanı kanıyordu. Kurtlar onu defalarca ısırmıştı. Ama yere düşmedi. Tarifsiz bir dostlukla kuyruğunu sallayarak ayaklarımın dibine geldi. Bana güzel güzel baktı. Onu kucakladım. Eşeğim, sırtındaki kuzular ile yanıma geldi. İşte benim böylesine güzel, vefalı sadık dostlarım oldu. Onlar bana çok şey öğrettiler. Yıllar geçti, onları kaybettim. Onları kaybetmenin acısını her zaman yüreğimde duydum. Ama ben her an onlara minnet duygusuyla dolu yaşadım.. Çünkü onlar, bana asıl dostluğun vefa, sadakat olduğunu öğretmişlerdi..