• Ana Sayfa
  • Haber
  • Ece Gürel’i ölüme götüren “Çığlık Terapisi” nedir?

Ece Gürel’i ölüme götüren “Çığlık Terapisi” nedir?

35 yaşındaki peyzaj mimarı Ece Gürel’in Belgrad Ormanı’na gitme nedeni olarak gösterilen “çığlık terapisi”nin ne olduğu merak konusu oldu. Bilim insanlarının önermediği yöntem; faydalarının yanı sıra zararları ile de dikkat çekiyor.

Ece Gürel’i ölüme götüren “Çığlık Terapisi” nedir?
Ayşegül Yiğit
Yayınlanma

20:29 - 07 Mart 2025

Güncelleme

20:29 - 07 Mart 2025

Okuma Süresi

3 dakika

Son yıllarda, özellikle şehir hayatının getirdiği stres ve baskıyla başa çıkma arayışı, insanları alışılmadık yöntemlere yöneltmeye başladı. Bu yöntemlerden biri de “çığlık terapisi” olarak adlandırılan ve duygusal yükleri yüksek sesle bağırmak suretiyle boşaltmayı hedefleyen bir uygulama. Peki, çığlık terapisi tam olarak nedir ve gerçekten vaat ettiği rahatlama hissini sağlayabilir mi? Gelin, bu ilginç konuyu yakından inceleyelim.

Çığlık terapisinin kökeni

Çığlık terapisi, 1970’lerde Amerikalı psikoterapist Arthur Janov tarafından geliştirilen bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Janov, bu uygulamayı “İlkel Terapi” (Primal Therapy) adıyla teorize etti. Temel fikir, insanların çocukluk dönemlerinden itibaren bastırdığı duyguların ve travmaların, çığlık gibi ilkel bir dışavurumla serbest bırakılabileceği yönünde. Janov’a göre, modern yaşamın getirdiği duygusal sıkışmışlık, bağırmak gibi doğal bir tepkiyle çözülebilir ve bu, bireyin ruhsal dengesine katkı sağlayabilir. Terapi, genellikle kontrollü bir ortamda, kişinin içindeki öfke, korku ya da üzüntüyü yüksek sesle ifade etmesiyle gerçekleşiyor.

Günümüzde “çığlık terapisi”

Bugün çığlık terapisi, özellikle pandemi sonrası artan stresle mücadele arayışında popülerlik kazandı. İstanbul’da Belgrad Ormanı gibi doğal alanlara giderek çığlık atmayı tercih edenlerden, ABD’de futbol sahalarında “MomScream” gibi toplu çığlık etkinlikleri düzenleyen terapistlere kadar, bu yöntem farklı şekillerde uygulanıyor. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Türkiye’de, peyzaj mimarı Ece Gürel’in kaybolduğu Belgrad Ormanı’nda çığlık terapisi için bulunduğu iddiası gündeme geldi. Bu olay, çığlık terapisinin bireysel bir rahatlama yöntemi olarak nasıl benimsendiğini gözler önüne serdi.

Bilim ne diyor?

Ancak çığlık terapisinin etkinliği konusunda bilim dünyası ikiye bölünmüş durumda. Yapılan sınırlı araştırmalar, çığlık atmanın kısa vadede bir rahatlama hissi yaratabileceğini gösterse de, uzun vadeli etkileri tartışmalı. 2002’de Ohio Eyalet Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir deney, öfkelerini kum torbalarına vurarak ya da bağırarak dışa vuran bireylerin sakinleşmek yerine daha fazla öfkelendiğini ortaya koydu. Benzer şekilde, 2022’de Aeon dergisinde yayımlanan bir makalede, psikologlar çığlık terapisinin öfkeyi azaltmak yerine yoğunlaştırabileceğini savundu. Öte yandan, bazı uzmanlar, doğru bir rehberlikle uygulandığında, bu yöntemin duygusal bir boşalma sağlama potansiyeli taşıdığını düşünüyor.

Riskler ve Eleştiriler

Çığlık terapisi her ne kadar cazip görünse de, dikkat edilmesi gereken noktalar var. Uzun süreli ve kontrolsüz bağırma, ses tellerinde tahrişe yol açabilir. Ayrıca, travmatik anıların yanlış bir şekilde yeniden tetiklenmesi, kişinin kaygı düzeyini artırabilir. Eleştirmenler, bu yöntemin “sahte bilim” olarak sınıflandırılabileceğini ve profesyonel bir terapist eşliğinde uygulanmadığında zarar verebileceğini belirtiyor. Türkiye’de de sosyal medyada “her saçmalığa terapi adı ekleniyor” gibi yorumlarla karşılaşmak mümkün; bu da çığlık terapisine duyulan şüpheyi yansıtıyor.


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir