MAGAZİN

Fatma Girik, vefatının birinci yıl dönümünde sevenleri ve sanatçı arkadaşları tarafından anıldı...

Yeşilçam'ın unutulmaz oyuncusu Fatma Girik, vefatının birinci yıl dönümünde sevenleri ve sanatçı arkadaşları tarafından Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde anıldı..

Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın ile Yeşilçam'ın '4 Yapraklı Yonca'sından biri olarak gösterilen Fatma Girik, 24 Ocak 2022'de koronavirüse bağlı viral pnömoni (zatürre) tedavisi görmekteyken gelişen çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybetmişti. Merhum oyuncu, vefatının birinci yıl dönümünde sevenleri ve sanatçı arkadaşları tarafından Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde anıldı.

Girik’in sinema hayatına dair çeşitli hikâyelerinin anlatıldığı törene sinema ve tiyatro arkadaşları; Müjdat Gezen, Halil Ergün, Nur Sürer, Gül Sunal, Engin Çağlar, Çiğdem Tunç, Meral Orhonsay katıldı.

Törende bir taraftan Fatma Girik'in hayatında yaşadığı anılar anlatılırken bir taraftan da plakta bir zamanlar seslendirdiği ‘Aşk Büğümü ve Su Sızmazdı Aramızdan’ parçaları çaldı. Fatma Girik'in seslendirdiği parçaları dinleyen sevenleri ve arkadaşları ise duygulu anlar yaşadı.


“ÜLKESİ VE BU ÜLKENİN İNSANLARI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPARDI”

Fatma Girik’in manevi kızı Ahu Turanlı duygularını şöyle ifade etti: Teyzemdi ama ben onun elinde büyüdüm. Benim annemdi. Çok üzgünüm, tam bir yıl, çok zor bir şekilde geçti. Onun yokluğuna, onsuzluğa alışmak çok zordu. Maalesef elimizden bir şey gelmiyor. Fatma annem bir kere insanları, hayvanları, ülkesini çok severdi. Yani bu ülke için insanları için elinden geldiğince her şeyi yapmak isterdi. Onun yokluğuna alışmak hem bizim hem de milyonlarca seveni için çok zor. O '4 Yapraklı Yonca'dan biriydi. Son zamanlarında da her zaman yanındaydım. İyileşmeyi çok istiyordu. İçimiz bu gece buruk ama bir taraftan sevenlerinin burada olması beni mutlu ediyor.


 

"4 YAPRAKLI YONCA'NIN BİRİNCİ YAPRAĞI OYDU"

Film çekimleri ve çekim dışında her zaman Fatma Girik ile çok fazla güldüklerini belirten Müjdat Gezen, “Fato benim için en sağlam karakterli insanlardandır. '4 Yapraklı Yonca'nın birinci yaprağı odur. Fato 1966’da ilk filmimizi çektiğimizden beri benim en yakın arkadaşımdan öte, dostumdu. Memduh ağabeyi de onu da çok seviyordum. Memduh ağabey hayatını kaybettikten sonra Fato, kendini toparlayamadı. Çok üzüntülüydü. Hastalandığı dönemde yürüyememeye başlayınca doktor ile temas kurdum. Doktor, özel bir yelek olduğunu ve onu giyerse iyi olacağını söyledi. Onu Türkan ile hastaneye ziyarete gitmiştik. Beyin ameliyatı olmuştu, ayaklarına hükmedemiyordu yürürken. Kötü bir hastalıktı yani. Ama o yelek, sinir sistemini, beyni temizliyor. Hangi adımı atacağını söylüyor. Baktım Fato da sokağa çıkamıyor. O yeleği getirtmek istedik. Sonra bir gün o acı haberi duyduk. Beni inanılmaz hırpaladı, yıktı. Fato ile dostluğum hep devam etti, edecek. Onun sevgisi, hayata güzel bakışı, Şişli'nin eski belediye başkanlığı zamanı hiç gözlerimin önünden gitmiyor. Çok başka bir insandı” şeklinde konuştu.

“KADİR İNANIR HEP BİZE KIZARDI”

Törende gözyaşlarını tutamayan Nur Sürer ise “Bizim için konuşmak çok zor. Buraya gelirken bir yılın ne kadar çabuk geçtiğini düşündüm. Sanki böyle dün daha şehir tiyatrolarındaymışız gibi. Fato ile 1985’te tanıştım. 'Yılanların Öcü' filminde birbirimizi çok sevdik. İkimiz de biraz serseriydik. Onun bir minibüsü vardı. Birlikte sabah çıkıp çalışacağımız köye giderdik. Kadir İnanır çok sinirlenirdi bize. ‘Kadın başınıza minibüslerle gidiyorsunuz geliyorsunuz köye’ filan diye. Sonra tabii hiç kopmadık yani ölünceye kadar. Ölünceye kadar elini benim sırtımdan hiç çekmedi” dedi.


“KENDİNİ HİÇBİR ZAMAN MERKEZ YAPMADI”

Oyuncu Halil Ergün de şunları söyledi: Bu akşam bir tarafıyla onun hayatının zenginliğinin, emeğinin, primlerinin tadı konusunda övünç duyarak onu hatırlıyorum. Bir tarafıyla onu kaybetmenin hüznünü yaşıyoruz. Çok yakın dostumdu, hep öyle oldu, arkadaşım oldu. Film çektim kendisiyle. Bir de halkımız tarafından çok az yakalanabilir, kendini merkez yapmayan şöhretlerinden biriydi. Acı çekiyoruz ama çiçekler içinde yatsın.

“FİLM VE DİZİLERİNDE YÖNETMENLİK YAPMAK GURUR VERİCİYDİ”

Fatma Girik’in bir zamanlar yönetmenliğini yapan Ümit Efekan, “Fatma Girik; ülkemizin bir büyük sanatçısı, halkın sevgilisi, canımızdır. Benim de ömrüm onunla geçti. Filmlerinde yönetmenlik yapmak, dizilerinde yönetmenlik yapmak bana hep onur verdi. Her devrin büyük oyuncusuydu. Ablamı kaybetmiş gibiyim. O, bir yönetmenin yanında, arkasında nasıl durulurun örneğidir. Türk halkı için ölmedi. O özeldi, kıymetliydi, büyük oyuncuydu” açıklamasını yaptı.

"İNSANLARIN VEFASIZLIĞI BENİ ÜZDÜ"

Girik'in cenazesi, 28 Ocak 2022'de Muğla'nın Bodrum ilçesine getirilmişti. Fatma Girik'in cenazesi, Torba Mezarlığı'nda hayat arkadaşı Memduh Ün'ün yanına defnedilmişti. Kardeşi Günay Girik ile komşusu Muzaffer Ilıcak da ölüm yıl dönümünde Fatma Girik'in mezarını ziyaret etti.

Ablası Fatma Girik'in mezarı başından anma yapılmaması nedeniyle üzgün olduğunu belirten Günay Girik, "Sayısını hatırlamadığım kadar çok filmi var. Yaşım 56 ve yaklaşık 44 senem ablam ile geçti. 12 yaşlarındayken ilk filmimiz 'Gülsüm Ana'yı beraber çektik, oğlu rolündeydim. Annemi ablam kadar görmedim. Babam da küçük yaştayken öldü. Onun yokluğu benim için çok büyük bir eksiklik. İki çocuğum var; kızımın adı Fatma Girik, oğlum ise Günay Girik. Ablamın yokluğunu çok hissediyorum. Burada insanların vefasızlığı da beni üzdü. İstanbul'da anma töreni düzenlenmiş. Fakat burada mezarı başında bir anma yapılsaydı daha iyi olurdu. Bodrum ve Torba, Zeki Müren'den sonra Fatma Girik ile anılır. Keşke mezarının başında anılsaydı ablam daha fazla mutlu olurdu" diye konuştu. 

{ "vars": { "account": "G-Q6K1Q5TWQT" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }