Aşkı anlatmak adına şiirler, kitaplar, filmler gibi nice işler yapılıyor. Belki de bu yapılanlardan herkes kendine ait bir şey buluyor. Biz de sizin için en çok beğenilen aşk romanlarını derledik.
Haydi gelin yazıldıkları döneme damga vurmuş aşk romanlarını inceleyelim...
Madame Bovary - Gustave Flaubert
Gustave Flaubert (1821-1880); 1857’de yayımlanan ve kamuoyunda hayat-edebiyat ekseninde ciddi tartışmalar yaratan ilk romanı Madame Bovary’den insanın bilmeyle olan derin mücadelesine odaklanan ancak tamamlayamadığı son romanı Bouvard ile Pécuchet’ye her romanında farklı yollar deneyen 19. yüzyılın en yenilikçi klasiklerinden biridir. 1856’nın son aylarında tefrika edilen Madame Bovary ise, yayımlanışının 150. yılı arifesinde, Hasan Âli Yücel Klasikler dizisinde çeviri edebiyatımızın iki önemli ustasının çevirisiyle yeniden yayımlanıyor.
Beyaz Geceler: Bir Hayalperestin Anılarından – Dostoyevski
Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg'un "beyaz geceler"inde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar yalnızdır. İkinci buluşmalarında aralarında bir dostluk doğar; Nastenka, ona yaşamöyküsünü anlatır: Aşık olduğu genç adam, bir yıl sonra geri döneceğini söyleyerek Moskova'ya gitmiş ama aradan bir yıl geçmesine karşın tek bir mektup bile yazmamıştır. Kahramanımız, Nastenka'yı dinlerken ondan çok etkilenir ama duygularını gizler.
Yalnızca XIX. yüzyıl Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en büyük yazarlarından Dostoyevski'nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler, okuru sarıp sarmalayan sevecen ve hüzünlü bir uzun öyküdür. Hem "dört gece süren bir aşkın hayali" hem de bir kişilik parçalanmasının öyküsüdür.
Swann’ın Bir Aşkı - Marcel Proust
Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde adlı anıt yapıtı, roman sanatına getirdiği yeni boyutlar ve benzersiz anlatımıyla bütün çağların en büyük edebiyat yapıtlarından biridir. Alegorik bir gerçek arayışının ardında, Proust'un kendi yaşamının öyküsü olan romanın anlatıcısı, bilinçaltında gömülü bir dizi olayın bilince yükselmesiyle geçmişte yaşadığı güzelliklerin aslında sonsuza kadar yaşayacağının farkına varır. Zaman yeniden kazanılmıştır; ölümle yarışarak okurun okumakta olduğu romanı yazmaya koyulur...
Tahsin Yücel'in dilimize kazandırdığı Swann'ın Bir Aşkı, bu büyük romanın kilit bölümlerinden biri olmakla birlikte kendi başına da okunabilen bağımsız bir anlatıdır. Charles Swann'ın Odette de Crecy ile aşk ilişkisinin anlatıldığı yapıt, Fransa'da bile sık sık ayrı bir kitap olarak yayımlanmış, 1984'te ünlü Alman yönetmen Volker Schlöndorff tarafından beyazperdeye de uyarlanmıştır.
İlk Aşk Kağıt Kapak - İvan Turgenyev
Turgenyev (1818-1883) bu romanında bir gençlik aşkının sarhoş edici mutluluğunu ve çektirdiği acıları ustaca tasvir ediyor. 1800 lerin ortasında geçen romanda, 16 yaşındaki genç Vladimir Petroviç’in yazlıklarındaki komşusu asil ama fakir Preses Zasekin’in, kendisinden yaşça büyük kızı Zinaida’ya deliler gibi aşık oluşu ve onun çevresinde yaşadıkları dramatik ve trajikomik olaylar anlatılıyor.
Muhteşem Gatsby - F. Scott Fitzgerald
20. Yüzyıl Amerikan Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden F. Scott Fitzgerald’ın başyapıtı Muhteşem Gatsby’de “Caz Çağı” olarak bilinen 1920’ler zekice resmedilir. I. Dünya savaşının yıkıcı etkisiyle doğan yitik kuşağın bir trajedisidir bu. Savaştan ellerinde yalnızca hayal kırıklıkları, akıllarında ise Amerikan rüyasıyla dönen bir nesil. İşte Fitzgerald’ın gizemli Gatsby’si de bu kuşağın en önemli temsilcilerinden biridir. Dışarıdan bakıldığında her şeye sahipmiş gibi duran inanılmaz derecede zengin bir adam. FakatGatsby, aynı zamanda kimsenin her şeye sahip olamayacağının da kanıtıdır. Çılgın partileri ve lüks hayat tarzıyla tanınan Gatsby’nin tek istediği beş sene önce kaybettiği Daisy Buchanan’dır. Savaş sırasında evlenen ve kızı ve kocasıyla birlikte karşı kıyıda yaşayan Daisy’i tekrar kazanmak için vereceği savaş, içinden çıktığı savaştan daha mı zor olacaktı? Geçmişi geri getirmek mümkün müydü? İşte bu soruların cevapları sayfalar arasında sizi bekliyor.
Vadideki Zambak – Honore de Balzac
Vadideki Zambak, aristokrat bir ailenin en küçük oğlu olan Felix de Vandenesse ile Kont Mortsauf'un erdemli eşi Henriette de Mortsauf arasındaki yoğun ve platonik aşkı üzerinden, döneminin toplumsal koşullarını ve yaşantısını adeta bir toplumbilimcinin gözünden sunar.Felix de Vandenesse belki de Balzac'ın yarattığı en otobiyografik karakterdir. Balzac, sevgiden yoksun çocukluğunu, nefretle tanışmasını ve otoriter bir ortamda yetişmesini Felix'in ağzından anlatır. Felix kendisine hem bir anne hem bir aşık olan, saf ve hırçın "ilahi varlık" Madame Mortsauf'la tanıştığında hayatı değişir.
Aşk ve Gurur - Jane Austen
Aşk ve Gurur, taşralı bir beyefendinin kızı olan Elizabeth Bennet ile varlıklı ve soylu toprak sahibi Fitzwilliam Darcy arasındaki çatışmayı anlatır. Jane Austen bu iki karakteri birbirlerinin tuzağına düşmüş kişiler gibi sunsa da, bu ilk izlenimi tersine çevirmekte gecikmez. Soylu bir aileden gelen ve önemli bir servet sahibi olan Darcy, Elizabeth'in ailesinin soylu olmayışı nedeniyle mesafeli davranır. Elizabeth'in davranışında da hem özsaygının uyandırdığı gurur hem de Darcy'nin züppeliği karşı-sındaki öfkesi etkili olur. Zeki ve coşkulu Elizabeth yalnızca Aus-ten'ın en çok sevdiği kadın kahramanı değil, aynı zamanda tüm İngiliz edebiyatının en çok ilgi uyandıran kadın roman kişiliklerinden biridir. Aşk ve Gurur sıradan insanların günlük yaşamlarını işleyerek romana ilk kez belirgin bir modern nitelik kazandıran Austen'ın en sevilen romanlarından biridir.
Kırmızı ve Siyah - Stendhal
Kırmızı ve Siyah (Le Rouge et le Noir), ilk baskısı 1830'da yapılan, Fransız yazar Stendhal'ın romanıdır. Türkçeye Kızıl ile Kara olarak da çevrilmiştir. İngiliz yazar Somerset Maugham Kırmızı ve Siyah için şöyle der: ‘’Kırmızı ve Siyah, bir aşkın, gittikçe büyüyen bir aşkın hikâyesidir. Korkuları, duraksamaları, ateşli tutkusuyla, usta elinden çıkmıştır. Onu okumak eşsiz bir yaşantıdır.’’
Anna Karenina - Lev Tolstoy
Anna Karenina, tüm dünyada roman denince ilk akla gelen iki-üç kitaptan biri. Tolstoy’un eşsiz bir gözlem gücüyle Moskova ve Petersburg soylu yaşamına odaklandığı eser, 19. yüzyıl Rusya gerçekliği ve önemli toplumsal sentezlerle örülü. Aynı zamanda aşka ve ilişkilere dair yazılmış belki de en başarılı roman olan Anna Karenina’da Tolstoy, zengin karakter ağıyla dönemin insan haritasını çıkarıyor.
Kolera Günlerinde Aşk - Gabriel García Márquez
Kolera Günlerinde Aşk, bırakılmış bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayarak yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Gabriel Garcia Marquez'in, ustalığı, bu öyküyü bir destana dönüştürüyor: aşkın, deli-akıllı, yabanıl-evcil, tensel, romantik tüm biçimlerinin pastoral bir şiirin büyüsüne büründüğü bir destan. On dokuzuncu yüzyılın yirminci yüzyıla dönüştüğü bir zaman dilimini kapsayan bu bitmeyen aşkın gerisinde, çağdaşlaşma çabası içindeki bir toplumun çeşitli yönlerini, özellikle taşra kentsoyluluğunun saçmalıklarını ince bir alayla eleştiriyor yazar. Roman boyunca, aşk acılarının lirik rüzgarlarının esintileri arasında, Gabriel Garcia Marquez'in, insancıl mizahı, sürekli olarak duyuruyor kendini. Bu nitelikleriyle, Kolera Günlerinde Aşk, Gabriel Garcia Marquez'in başyapıtı sayılan Yüzyıllık Yalnızlık'ın yanında tartışılmaz bir biçimde yerini alıyor.