İlişkilerin her biri “buldum!” diyerek, heyecanla başlar kimileri için, kimileri için ise kılı kırk yarar. Kimisi partnerini hem kendi hem de çevresindeki insanlar beğensin ister, kimileri içinse sadece yol gösterici olan hisleridir. Herkes, kendinde olmayan parayı, parçasını, çok daha fazlası olmasını istediği halini arar. Tamamlanmayı, ihtiyaçlarının karşılanmasını ve bakım almayı arzular… Yani aslında iki kişinin tek bir zihne hizmet edebilmesi mümkün değildir ki bu sebeple zaten ne bulduysak hep daha fazlasını isteriz. Karşımızdaki insanlar bizlere kurulu ya da kurgulu değildir. Aşkın bir de o kattığı körlük geçince diğeri kalır ya gözlerimizin önünde. İşte bütün bunlar da tam olarak yaşamımızın ortasında yer alır.
Hayatımızın merkezine koymuş olduğumuz insanlarla uyuşabilirsek her şey harika olacak. Ancak bunu başaramadığımız zaman, karşımızdaki insanların kusurlarına, beğenmediğimiz özelliklerine, olumsuz taraflarına odaklı oluyoruz ve ilişkiyi çatışma alanlarından asla çıkarmıyoruz. Hatta ilişki git gide olumsuzluklar üzerine kuruluyor. Bir zaman sonra da sanki beklentilerimizin hepsi ilişkide varmış, karşımızdaki insan zaten bizim tam istediğimiz insanmış gibi davranıyor ve onda olmayan özellikleri ona yüklemeye başlıyoruz. İşte hal böyle olunca ya tüm bu zorluklardan kaçıyoruz ve kendi ihtiyaçlarımıza odaklanıyoruz ya da tehlikeli kapılara başvuruyoruz, yeni bir ilişki peşinde koşuyoruz. Ama böyle ilerlerken çevreyi, aileyi, karşı tarafı, laf söyleyecekleri vs. herkesi her şeyi düşünüyor ve hiç istenmeyen bir durum içinde olabiliyoruz. Kaşımızdakini mi kendimizi mi geniş aileyi mi kamusal alanı mı neyi kandırdığımızı bilmeden öylesine bir ilişki içerisinde duruyoruz.
Aldatan taraf, önce heyecana kapıları, yenilikler onun başını döndürür, bir miktar suçluluk duyar, sonra da yapabiliyor olmanın gücünü eline alır ve devam eder. Sonrasında olaylar içsel açıdan git gide karışır, sonra da iki tarafa da yapılması gereken tüm yatırımlar artar. Aldatma durumu kimi zaman kendiliğinden ortaya çıkar kimi zamansa ortada kalan ipuçları ortaya çıkar. Bitirilemeyen ilişkiler sonlanır, evlilik teklifi ortaya çıkar, evlilik iyileştirilir, yeni bir çocuk hayal edilir vs. vs. Binlerce seçenek vardır aldatmanın ortaya çıkması sonrasında. Ama aldatan elbet yine aldatır ve yine aldatır. Çünkü ilişki aynıdır, kişiler aynıdır, son her zaman aynı biter.
Peki Ya Nedir Bu Aldatma İhtiyacı? İlişkide Ne Eksiktir?
Aldatanların hikayeleri, getirdikleri ilişkilere dayanır… Tüm soruları yöneltin ve her birine cevap arayın. Nerede yanlış yaptınız, ne eksikti, bulamadığınız hikaye ne vs. Soru sormayan asla cevap bulamaz sonuç olarak ve olanları da anlamlandıramaz. Cevapları bulan ise yine kendi kendine bulur. Bulduğunda da ayılacak gücü kendisinde sonunda bulur. İlişkisine saygısı olmayan hiçbir şekilde bir ilişki içerisinde yer alamaz. Döner dolanı, hatta yine başa döner ama asla vazgeçemez aldatma huyundan. Kendinize sormaktan, gerçekleri görmekten korkmayın. İlişkinize hep bakın ve görmezden gelmeyin!