MAGAZİN

“İşimi seviyorum ve severek yaptığım bir işim olduğu için de şanslıyım”

Melike İpek Yalova, Laurentius dergisinin yeni sayısının kapağında yer aldı. Yalova, oyunculuğa başlama nedeni ve mesleğe yaklaşımını anlattı. Oyuncu, “İşimi seviyorum ve severek yaptığım bir işim olduğu için de şanslıyım” dedi.

 Daha geriye gidecek olursak... Milletvekili babanız Yüksel Yalova’nın mesleği nedeniyle siyasetin ortasında bir gençlik yaşadınız. Nasıl bir genç kızlık dönemiydi?

- Ben de kendi içinde zorlukları olan ama dönüp baktığımda “şükür” dediğim güzel bir çocukluk dönemi geçirdim. Babamın görevlerinden dolayı ev sürekli hareketliydi, gerilim, stres vardı elbette. Çünkü siyaset genel olarak her dönem zor ama ben de sonuçta bunun bilincindeydim büyürken.

Aslında politika mezunusunuz. Üstelik İtalya’da oldukça zorlu bir okuldan...

- Esasen ya Fransa’ya ya İtalya’ya gidecektim fakat o dönemde Türk öğrenciler açısından karışıktı Fransa’da akademik durumlar. Bu sebeple İtalya tercih ettik. İyi ki de öyle yapmışım. İtalya, ikinci vatanım. çok güzel dostluklarımın olduğu, yaşamayı çok sevdiğim bir ülke.

Oyunculuk mesleği sizi ne zaman cezbetti?

- Küçüklükten beri ilgim vardı. Oyuncu olmak düşüncesinde değildim ama okulda tiyatroyla hep ilgiliydim. Bir de Film izlemeyi çok severim.

Günlerce evden çıkmadan üst üste film izliyorum. Kitaplardan sonra bir de filmler, sizi hayal ettiğiniz yaşama ve dünyaya götürebilir.

 “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin kadrosuna nasıl dahil olmuştunuz?

- “Muhteşem Yüzyıl” bu ülkede yapılan en önemli, en büyük işlerden biri. Yıllar yıllar sonra bile izlenebilecek kalitede. Ülkemizin, yabancı ülkelerde tanıtımı açısından inanılmaz önemli bir proje. Büyük bir şanstı benim için. Ve evet, kamera arkası da önü kadar şahaneydi. Muazzam bir profesyonellikle yürürdü her şey. Güzel bir ekipti, çok sevdiğim ve görüştüğüm arkadaşlarım var.

 “Mahkum”da rol alıyorsunuz. Dizi sizce neden sevildi?

- Çok güzel yazılan bir iş, insanüstü oynayan İsmail (Hacıoğlu) ile Onur (Tuna) ve ekibimiz var. Bence sırrı bu. Hatta burada öyle çok da sırlık bir durum yok, sebebi bu. Hepimiz çok severek, inanarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Seyircimiz de bunu gördü. Bu çok çok kıymetli.

''KURU ŞİKAYET BANA, BOŞA DRAM YARATMA GİBİ GELİYOR''

 Rolünüze nasıl çalışırsınız?

- Rolüme, önce canım hocam Esra Kızıldoğan’la çalışıyorum. İnanılmaz bir emeği ve hakkı var üzerimde. “Bir Zamanlar Çukurova”da da zor bir karakter oynuyordum, onsuz ne yapardım düşünmek bile istemem. Esra’dan ayrı zamanlarda, tek başıma bakıyorum. Yalnız daha iyi konsantre olabiliyorum. Ses, müzik benim dikkatimi inanılmaz dağıtıyor.

 Dizi oyunculuğu yorucu mu? Bu yoğun tempoya nasıl ayak uyduruyorsunuz?

- Bana göre her iş, iş olarak yapılınca kendi içinde ne kadar yorucuysa, dizi oyunculuğu da o kadar yorucu.

Bundan şikayet etme hissi yok içimde. Kuru şikayet bana, boşa dram yaratma gibi geliyor. Günün sonunda işimi seviyorum ve severek yaptığım bir işim olduğu için de şanslıyım.

Eğer sabah sürünerek uyanırsam kendime şunu soruyorum, şu an başka bir iş yapıyor olmak ya da başka bir yerde olmak ister miydin? Hayırsa, o zaman vızıldanma kalk.

 Evde nasıl vakit geçirirsiniz?

- Çok sosyal bir insan değilim, dışarıda olmayı da çok sevmiyorum. Setten kalan zamanda spor ve ev arasındayım. Film izlemeyi ve kitap okumayı seviyorum.

Çok sevdiğim arkadaşlarım uzakta yaşadıkları için bol bol telefon konuşmaları yapıyorum. Mutfakla aram pek yok. Kendi yaptığım yemeği Yemek keyifli gelmiyor sanırım. Bir de tek başıma yemek yemeyi çok sevmediğim için hep atıştırma usulü devam ediyorum.

 Sosyal medyanın gücüne inanıyor musunuz?

Sosyal medyanın gücüne elbette inanıyorum. İnsanın kendini en doğru şekilde ifade edebilmesi adına bir araç. Kimileri içinse ünü bir meslek haline getirebilmesi için de bir yer oldu. Şunu bilmeliyiz ki hayatta artısı olan her şeyin mutlaka bir eksisi de var. Bunu böyle kabul edip burada bilgiyi alan bizlerin neyin doğru neyin yanlış olduğunu araştırarak nihai bakış açımızı belirlememiz gerek.

Eskiden daha az kullanıyordum sosyal medyayı, şu an aktif olarak sadece Instagram’ı kullanıyorum. Takipçilerimi ve dizi fan’larını çok seviyorum.

Pırıl pırıl bir Z Kuşağı geliyor. İnanılmaz akıllılar, inanılmaz komikler ve gözlem yetenekleri süper. Bunu görmek güzel. Onlarla iletişimde olmak bana keyif veriyor.

{ "vars": { "account": "G-Q6K1Q5TWQT" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }