Toplumsal Yapı Araştırma Programı’ndan yapılan açıklamaya göre, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Sunar tarafından yürütülen Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması sonuçlandı. Toplumsal Yapı Araştırmaları Programı (TYAP) kapsamında yapılan araştırma sonucunda yayımlanan rapor Türkiye’de çalışma hayatının dönüşümünü, insanların mesleklerinden beklentilerini ve farklı mesleklere olan bakış açısını ele alıyor.
ARAŞTIRMA 2 BİN 711 KİŞİYLE YAPILDI
26 ilde 2 bin 711 vatandaşla yapılan yüz yüze görüşmelere dayanan araştırmada çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Türkiye’de mesleki itibar hakkında yapılan ilk ve tek araştırma olan Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması beş yılda bir yapılıyor. 2015 yılında yapılan ilk araştırma bu yıl yenilendi.
Araştırmanın sonuçlarıyla birlikte mesleklerin toplumsal itibar sıralaması da belli oldu. Toplumun çalışma hayatına bakışında yaşanan değişimin de göze çarptığı araştırmada tıp doktorluğundan dansözlüğe varana kadar birçok farklı meslek grubuna karşı toplumun bakış açısı ortaya çıktı.
ÜCRETLİ ÇALIŞMA ARTIYOR, MESLEK HAYATI KAYGANLAŞIYOR
Araştırmaya göre Türkiye’de çalışma hayatına dair üç temel değişim tespit edildi. Bunların başında, 1980’lerden bu yana hizmet sektörünün yükselişi geliyor. 1980’de çalışan vatandaşların yüzde 25’i hizmet sektöründeyken bugün bu sayı yüzde 56’ya çıkmış durumda. Çalışan nüfusun ekseni son kırk yılda tarımdan hizmet sektörüne kaymış durumda.
Çalışma hayatındaki ikinci temel değişim, ücretli çalışma oranının artması oldu. Ücretli veya maaşlı çalışan oranı son yirmi yılda yüzde 48’den yüzde 70’e çıktı. Kendi iş yerine sahip olma oranının hızla azaldığı gözlemlenirken, bu durum rekabet şartlarını ve iş güvencesini çalışan aleyhine zorlaştırıyor.
Üçüncü değişim ise meslek gruplarında yaşanıyor. Son yirmi yılda, hiçbir eğitim gerektirmeyen ve bedensel işlerde çalışanların oranı yüzde 8’den yüzde 14’e yükseldi. Vasıfsız hizmet ve satış elemanlarının oranı da yüzde 9’dan yüzde 20’ye çıktı. Bu iki meslek grubu geçici işlere ve en düşük ücretlere karşılık geliyor. Özellikle eğitim hayatını tamamlayıp iş hayatına atılan yeni kuşaklar için bu, meslek hayatının kayganlaşması ve meslekten beklentilerin aşınması demek oluyor.
OTORİTE SAHİBİ MESLEKLER ZİRVEDE YER ALIYOR
Yapılan araştırmanın sonucunda Türkiye’ye özgü bir mesleki itibar sıralaması ortaya çıkartıldı. Elde edilen veriler ışığında 133 mesleğin 1 ile 100 arasında itibar puanları belirlendi.
Araştırmaya göre genel olarak iyi bir kazanç, iyi bir eğitim gerektiren, iş garantisi olan, mesleki otorite kazandıran, yasal ve kurumsal bir özerkliğe sahip ve zihin emeğiyle icra edilen mesleklerin daha yüksek itibara sahip olduğu ortaya çıktı.
İŞTE EN ÇOK İTİBAR GÖREN 10 MESLEK
Mesleki itibar sıralamasında ilk 10 meslek sırasıyla tıp doktorluğu, hakimlik, üniversite profesörlüğü, pilotluk, büyükelçilik, valilik, diş hekimliği, yüzbaşılık, generallik ve avukatlık şeklinde gerçekleşti.
Sıralamadaki son 10 meslek ise sırasıyla ütücülük, ayakkabı boyacılığı, çöpçülük, seyyar satıcılık, apartman bakıcılığı, falcılık, gündelik temizlikçilik, hamallık, düzensiz işlerde işçilik ve dansözlük şeklinde oluştu.
Karar alma gücünün olduğu, masa başı ve temiz işlere yüksek itibar atfedilirken; bedensel emeğe dayalı ve kirlenme gerektiren işler düşük itibarlı çıktı. Benzer şekilde, kamu otoritesini temsil eden ve devletle irtibatlı üniformalı meslekler daha yüksek itibara sahip. Tarım ve sanayi sektörlerindeki işler genellikle düşük itibarlı sayılıyor.
SİYASET VE HUKUK MESLEKLERİ YÜKSELİYOR
Araştırmada elde edilen verilen 2015 yılında yapılan ilk araştırmadaki verilerle karşılaştırıldı. Beş yıl önceye siyaset ve hukuk mesleklerinin yükseldiği görüldü. Milletvekilliği sıralama bakımından 22’den 11’e, belediye başkanlığı 18’den 13’e, muhtarlık 67’den 42’ye çıktı. Benzer şekilde hakimlik ve avukatlık bu sefer ilk onda yer aldı. Buna karşılık daha önce ilk onda yer alan generalliğin sıralamasında gerileme yaşandı.
Hizmet sektöründeki düşük ücretli işlerin yükselişi dikkat çekti. Kasiyerlik 16, büro elemanlığı 20, sekreterlik 27, resepsiyonistlik 14 ve stüdyo fotoğrafçılığı 21 basamak yükselerek fark oluşturan meslekler oldu. Özel sektördeki medya, sanat ve spor mesleklerinde yükselme trendi tespit edildi.
ÖĞRETMENLİKTE DÜŞÜŞ YAŞANIYOR
Düşen mesleklerde ise öğretmenlik başta geliyor. Yapılan ilk araştırmada 4. sırada olan öğretmenlik 5 yıl sonunda 14. sıraya geriledi. Benzer şekilde eczacılık da sıralamada 11’den 24’e indi. Bu iki mesleğin yaşadığı düşüşün sebebinin iş piyasalarındaki değişen konumları olduğu düşünülüyor.
En fazla sıra kaybı yaşayan mesleklerse 51’den 97’ye inen maden işçiliği, 53’ten 96’ya inen çiftçilik, 28’den 65’e inen imamlık, 55’ten 89’a inen mandıracılık ve 52’den 83’e inen vinç operatörlüğü oldu. Bu trendler, geçen beş yılda toplumun kol emeğine ve zanaatkârlığa daha düşük; zihin emeğine ve beyaz yakalı işlere daha yüksek itibar atfettiği yönünde yorumlandı.
ERKEKLER TIP DOKTORU, KADINLAR ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYOR
Araştırmada kadınlarla erkeklerin mesleklere verdiği puanların anlamlı derecede farklı olduğu tespit edildi. Kadınlar psikologluk, milletvekilliği, aktristlik, müzisyenlik, astsubaylık, avukatlık gibi bilişsel emeğe dayanan mesleklere erkeklerden daha yüksek puan verirken erkekler ayakkabı boyacılığı, hamallık gibi yoğun bedensel işlere ve vinç operatörlüğü gibi nitelik gerektiren sanayi ve inşaat işlerine kadınlardan daha yüksek puan verdi. İmamlık ve futbolculuk da erkeklerin daha yüksek puanladıkları meslekler arasında yer aldı.
En çok yapılmak istenen meslekler listesinde erkekler tıp doktorluğunu, kadınlar öğretmenliği birinci sıraya yerleştirdi. Kadınların en çok yapmak istediği meslekler arasında savcılık ve polisliğin yer alması dikkati çekti. Yüksek bir eğitim seviyesi, özerklik ve yaratıcılık içeren mesleklerin kadınlar tarafından daha çok istendiği görüldü.
ÇALIŞMA HAYATI NASIL ALGILANIYOR?
Araştırmada, vatandaşın şu an yaptığı işi nasıl gördüğü de ölçüldü. Sonuçlara göre Türkiye’de insanlar yüzde 71 oranında yaptıkları işin değerlerine uygun olduğunu düşünüyor. Benzer şekilde yüzde 70 oranında çalışmanın iş yerinde takdir gördüğüne inanıyor.
Ancak iki kişiden biri yaptığı işin sağlığını olumsuz etkilediğini, ayrıca mevcut işinden yeni beceriler edinmediğini dile getiriyor. Bu durum mesleki adanma ve gelişim noktasında kaygı uyandırıyor. Toplumun yüzde 61’i de mevcut işini sadece para kazanmak için yaptığını söylüyor.
Araştırmada dikkat çekici bir diğer bulgu ise kazancım bana yetmiyor diyenlerin oranının yüzde 64 olması. Araştırmaya katılanların iyi bir işte en fazla aradıkları ilk üç özellik; iş garantisi, iyi bir ücret ve işin kaza veya ölüm riski içermemesi. Bununla birlikte işin başarı hissi vermesi, kararlarda söz sahibi olmak ve yeni beceriler kazanmak, beş yıl önceki araştırmaya göre daha fazla puanlanan beklentiler olarak dikkat çekti.
Beş yılda bir güncellenen Türkiye Çalışma Hayatı ve Meslekler araştırması önemli göstergeleri bünyesinde barındırıyor. Araştırma yürütücüsü Doç. Dr. Lütfi Sunar, araştırmanın kamuda, sivil toplumda ve özel sektördeki ilgili kurum ve kuruluşlara mesleklerin gidişatı ve çalışma hayatının dönüşümünü izlemek için rehberlik edeceğini belirtti.