Yaklaşık 3 yıldır setlerden uzak duran ve yakın zamanda Kanal D ekranlarında başlaması beklenen Sadakatsiz adlı diziyle yeniden ekranlara dönmeye hazırlanan Cansu Dere, Hürriyet’ten Onur Baştürk’e konuştu.

“BENİ ÜZEN ŞEYLERDEN VAZGEÇTİM”
Setlere ara verdikten sonra yollara koyulan güzel oyuncu, birbirinden ilgi çekici açıklamalar yaptı. Bir süredir yollarda olan Cansu Dere, yola çıkmanın kendisine neler kattığını anlattı.
“Yola çıkmak, özgürlük ve yenilenme hissettiriyor. Yolculukta tanıştığım insanların hayatlarına şahitlik ettikçe hoşgörüyü ve hayatın çeşitliliğini daha iyi anladım. Beni üzen şeylerden vazgeçtim. Hayatımdan gereksiz yükleri çıkardım ve farklı bakış açıları ekledim.”

Nevra Serezli: “Nerede o eski günler!” Nevra Serezli: “Nerede o eski günler!”

Seyahat tutkusunun nereden geldiği merak edilen Dere, farklı yerleri, hayatları ve yabancı kültürleri hep merak ettiğinin altını çizerek “Tutku kısmı sonradan gelişti. ‘İnsan yakınını en iyi seyahatte tanır’ derler. Bana göre insan kendisini bile seyahatte tanımaya başlayabiliyor! Yıllar içinde gezip gördüğüm yerlerle birlikte hoşlandığım, beğendiğim ya da beğenmediğim şeyler de değişti” diye konuştu.

“YOLCULUK HAYATTA HERKESLE YAPABİLECEĞİM BİR ŞEY DEĞİL”
Seyahatlerde tek başına olduğu bilinen güzel oyuncuya tek başına olmaktan korkup korkmadığı soruldu. Güzel oyuncu bu soruya şu cevabı verdi: 
“Tek başıma olmakla ilgili bir problemim yok. Ürkütücü bulmuyorum. Yolculuk, hayatımdaki herkesle yapabileceğim bir şey değil. Birine çok kıymet veriyor olmak birlikte iyi bir yolculuk yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. Bu konuda biraz şanslıyım. Birlikte seyahat etmekten, anılar biriktirmekten keyif aldığım, bir aradayken tek başınaymışçasına özgür hissettiğim insanlar var.”

Seyahat ederken uyumun önemli olduğunun altını çizen Dere, en sevdiği seyahat arkadaşının Ece Sükan ve Deniz olduğunu söyledi.

"PERSONEL ODASINDAKİ O GECEYİ UNUTAMAM.."

Seyahatlerdeki anıları merak edilen Dere, en unutamadığı anısını da paylaştı. 
“Katalonya seyahatimizin başlangıç noktası olarak seçtiğimiz Barselona’da çok güzel bir ev kiralamıştık arkadaşım Deniz’le. Arabayla önce yakın kasabaları gezdik. Hatta içlerinden bir tanesini öyle beğendik ki, akşam geri dönmeyip orada beğendiğimiz otelde kaldık. Hafta sonu Valencia’ya devam edecektik ama hem Barselona’nın tadını yeterince çıkaramadığımız için hem de o an keyfimiz çok yerinde olduğundan vazgeçtik. Hafta sonunda da Barselona’da kalmaya karar verdik.
Tabii planlarımızı değiştirince kaldığımız evi de değiştirmek zorundaydık. Çünkü bizden sonraki tarihler rezerve edilmişti. Sabah evi boşaltmadan seyahat acentemizi arayıp otel rezervasyonu yapmalarını rica ettik. Bu sırada Barselona’nın birbirinden güzel sokaklarını gezmeye başladık. Ama hem zamanı hem de akşam hâlâ gidecek bir otelimiz olmadığını unuttuk!
Seyahat acentesi ilgilendiğimiz tüm otellerin dolu olduğunu söylediğinde biraz üzüldük ama keyfimiz yerinde olduğu için fazla takılmadık. Nasıl olsa koskoca şehirde kalacak bir yer buluruz diye düşündük. En kötü ne olabilirdi ki! Anın tadını çıkarmak ve şuursuzluk had safhada yani...

Akşam olup artık yorulduğumuzda otel bulmaya karar verdik. Biz karar vermiştik ama şehir bizimle aynı fikirde değildi! Kalmayı tercih edeceklerimiz bir yana ‘Burada kesinlikle kalamam’ dediğimiz yerler bile doluydu! Tek bir oda yoktu koskoca şehirde. Saat ilerliyordu ve biz bir arabayla sokakta kalmıştık. Çaresiz geceyi arabada geçireceğiz, hadi bakalım nasıl olacak derken yolda birisi yanıma gelip benimle fotoğraf çektirmek istediğini söyledi.
Hiç yeri ve zamanı değildi ama olur dedim. Sohbet sırasında Fas asıllı olduğunu ve Barselona’da bir otel çalışanı olduğunu söyledi. Hayat işte... Tam o anki konunun insanıydı.
Durumu anlatıp tek bir oda bile bulamayacak kadar şehrin kalabalık olmasına şaşırdığımızı söyleyince o da bize şaşırdı. Hafta sonu bu sezonda Barselona’da son dakika oda bulamamış olmamızın normal olduğunu dile getirdi.


Bütün iyi niyetiyle de çalıştığı otelde personele ayrılmış bir odayı ayarlayabileceğini söyledi. Kabul ettik. Otel çalışanlarının şaşkın suratlarını ve o personel odasında geçirdiğim geceyi hiç unutmam! O temiz kalpli ve yardımsever insanla iyi ki fotoğraf çektirmiştim. Kimin kime ne zaman, nasıl yardım edeceği hiç belli olmuyor.