Nermin Bezmen, eşinin son yıllarda film ve dizi sektöründe yeterince değerlendirilmediğini belirterek, “Tolga’ya son yıllarda istediği gibi bir rol gelmedi. Sektör, en olgun, en tecrübeli döneminde onu değerlendiremedi. O da kırgın gitti” dedi. Bezmen, eşinin vefatından önce yaşadığı derin üzüntüyü ve bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı: “Tolgamı kaybedeceğimi hissettim. İçime buz gibi bir duygu oturmuştu günler öncesinden. Bu his, rüyamda Pamirciğimi kaybedeceğimi gördüğüm anımsatıyor. Tolga'yı kaybetmeden önce de içimde bu buz gibi duygu vardı. İstanbul’da, telefonda ölümden bahsetmeden sadece içimdeki bu garip duyguyu paylaştığımda, ‘Aşkım sen gel hele, ben seni ısıtırım’ demişti. Amerika’ya bu duyguyla döndüm. Tolgacığım beni havalimanında karşıladı, hasretle sarıldık ama içimdeki bu buz gibi his hiç gitmedi. Ölümü kondurmak istemediğim bu duygu beni huzursuz ediyordu.”
Bezmen, son konuşmalarını ve anılarını da şöyle paylaştı: “Ertesi sabah filtre kahve hazırladı, her gün söylediğimiz aşk sözcüklerini tekrar ettik. En son mutfakta sarıldık, öptü ve ‘Seni çok seviyorum. Hayatımda hiç kimseyi senin kadar sevmedim. Beni göklere çıkardın, bana bu dünyada cenneti yaşattın’ dedi. Bu son konuşmamızdı. Sonrasında, Tolgacığım sonsuzluğuna, ben hasretin ve acının dipsiz kuyusuna düştüm. ‘Ölümümden sonra...’ diye bana bırakmış olduğu vasiyetleri aynen yerine getirdim.”
Bezmen, yas sürecinin henüz sona ermediğini ve sık sık gözyaşları içinde kaldığını belirterek, “Bazen boğulur gibi oluyorum. Gözyaşlarım serseri mayın gibi. Her gece fotoğraflarını öperek, en sevdiği atkısına sarılarak uyuyorum” dedi.
