Usta sanatçı Nükhet Duru, Günaydın’a röportaj verdi. Duru hayatının en hüzünlü anını şu sözlerle anlattı: “Hiç ümidimin kalmadığını hissettiğim bir süreç yaşadım. 13 yaşındaydım. Canıma kıymaya kalktım ama ölmedim. ‘Demek ki göreceklerim var’ diyerek ayağa kalktım. O günden sonra hayatla daha güçlü şekilde mücadele ettim”
Şöhretimi kaybederim korkusu yaşadınız mı?
“Ben şöhretime köle olmamak adına kendime emek verdim. ‘Başarısızlıklar, başarının annesidir’ diyerek derslerimi alarak büyüdüm. Daima başka bir yol vardır; her şeye hazırlıklı olsam da kendimi geliştirmeye, öğrenmeye ve okumaya özen gösterdim. Müziğime emek verdim, kariyerime ve kararlarıma saygı duyulmasına çalıştım. Bu yüzden de ne şöhret zehirlenmesi yaşadım ne de onu kaybetmekten korktum. Kaybedersem yeniden başlama gücüm hazır cebimde durdu.
Ticari ve çok tutacak, hemen anlaşılacak şarkılar peşinde de koşmadım. Daha derin ve beni yansıtan ifadeler seçtim. ‘Mahmure’ beni değil, Osmanlı kadınının ironisini yansıtıyor. Bir yanım oyuncu olduğu için onu iyi gerçekleştirdim. Turgut Özakman’ın ‘Resimle Osmanlı’ kitabından alıntıdır. Şimdiki şarkılara gelince, iyi niyetli birçok çalışma olsa da çoğunun derinliği yok. Duygular hızlı yaşanıp, tüketiliyor. Ne yaşarsanız onu yazarsınız. Benim yolum, müzikte edebiyatla kesişti. Hayalim de buydu. Bu sayede şiirsel, ölmez ve klasik bir repertuarım var. Yolum hep farklıydı. 4 yapraklı yonca dediklerinde ise ‘Hayır ben ayrık otuyum’ dedim. Bu tutarlı tavrım yıllar içinde bana, salt sevgiyi ve samimiyeti getirdi.”