Beşiktaş'ın eski yöneticisi avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun cinayet davasında ifade veren eşi Ece Erken, "Burada herkes çok kibar, çok efendi. Sanki benim eşim öldürülmemiş, yerlerde sürüklenmemiş gibi davranılıyor. Benim kocam öldü, ben eksiğim, ben kırmızı reçeteli ilaçlarla ayakta duruyorum, uyuyamıyorum. Bir insan öldü, bundan bu kadar rahat bahsediyor olmaları, çok canımı yakıyor" dedi.
Bakırköy'de 27 Ocak'ta, Beşiktaş'ın eski yöneticisi ve Ece Erken'in eşi avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun ortağı olduğu balıkçı restoranında vurularak öldürülmesine ilişkin yargılamanın bugünkü duruşmasında, eşi Ece Erken ifade verdi. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 7 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken, bazı tutuksuz sanıklar, Mahmutyazıcıoğlu'nun ağabeyi Celal Mahmutyazıcıoğlu ile taraf avukatları katıldı.
"SİLAH TEMİN ETTİLER SONRA DA ÖLDÜRDÜLER"
Ece Erken ifade vermeye başlamadan önce, mahkeme başkanı başsağlığı diledi. Erken savunmasında, "Eşim olay günü evden çıkarken, bir takım müvekkil görüşmeleri de olacağını söylemişti. O gün tehdit edildiğiyle alakalı da konuşmuştuk. Bana isim söylemedi ancak, bir alacak verecek durumunun olduğunu söyledi. Kendisi balık restoranındayken telefonla konuştuk. Bana Fikret Orman'ın yanından ayrıldığını ve bir kaç gazeteciyle oturduğunu söylemişti. Aradığımda çok neşeliydi. Daha sonra şoförümüz Murat beni aradı, 'Yenge biz vurulduk. Ağabeyim başka hastanede, ben başka hastanedeyim' dedi. Gittiğimde eşimin öldüğünü öğrendim. Buradaki sanıkların hiçbirini tanımıyorum. Bir tek Rober'i tanıyorum. Rober Güler bana eşimin bu insanlarla görüştüğünü ve bu insanlar tarafından tehdit edildiğini anlattı. Daha sonra Fatih Sipahi bir arkadaşımı aradı ve 'Ece ile görüşmem lazım ona çok önemli bir bilgi vereceğim. Hayatının bilgisini vereceğim' dedi. Benimle konuştuğundaysa, bu olayın kasıtlı, planlı yapıldığını söyledi. Bana 'Bu insanlar Şafağı Cunda'da görünce, gidip silah temin ettiler sonra da öldürdüler' dedi. Ben de bu konuşma üzerine organize şubeden komiseri aradım. Bu konuşmaya Seren Serengil de şahittir" diye konuştu.
"HASTANEYE GİTTİM ÖLDÜĞÜNÜ ÖĞRENDİM"
Ece Erken beyanında, ”Eşimle öldürüldüğü katledildiği günü 14.30'da alışveriş mağazasına gittik. Arabada telefonla konuştu. Balıkçıda buluşmak için sözleştiler müvekkil görüşmeleri olacaktı. Tehdit edildiği hakkında konuştuk o gün. Bana tam isim söylemedi ama alacak verecek durumu olduğunu söyledi. Beni eve bıraktı gitti. Gece 12’ye kadar mesajlaştık. Aradım sesi çok neşeli geliyordu. Sonraki saatlerde aradım ulaşamadım. Sonra abisi aradı Şafak yanında mı dedi. Hayır dedim. Daha sonra beni Murat aradı abla biz vurulduk dedi. Hastaneye gittim ve öldüğünü öğrendim ”dedi.
"PLANLI VE ORGANİZE YAPILDIĞINI SÖYLEDİ"
Erken beyanında, “Rober Güler bu insanlarla eşimin görüştüğünü anlattı. Eşimin bu insanlar tarafından tehdit edildiğini de Rober’den öğrendim. Fatih Sipahi beni aradı. Bu insanlar Şafak’ı Cunda’da görünce gidip silah temin ettiler sonra da öldürdüler dedi. Planlı ve organize yapıldığını söyledi. Ben de telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Bu konuşmaya Seren Serengil de şahittir. Geçen mahkeme iyi değildim. Fenalaştım şu anda da iyi değilim ama dik duracağım. Çok kibar bir iş insanıydı. Asla küfürbaz değildir. Olay günü alkollü olduğu söyleniyor. Ameliyat olacaktı. Asla alkol almıyordu.
"HER GECE KIRMIZI REÇETELİ İLAÇLARLA UYUYORUM"
Birçok insan ifadesini değiştirdi ama ben kadın olarak bu davanın arkasındayım. Benim avukat eşim mesleğini icra ederken öldürüldü. Benim tek güvencem önce Allah ve sonra da sizin adaletiniz. Benim eşim öldü. Ben eksiğim ben her gece kırmızı reçetelerle uyuyorum. Bir insan öldü. Bir insan canından bahsedilirken bu kadar basit anlatılması çok canımı yaktı. Dimdik ayakta durmak için kendimi zorluyorum” şeklinde konuştu.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar Abdulkadir Kara ve Ali Yasak hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak', ‘silahla kasten yaralamaya iştirak', ‘silahla birden fazla kişi ile birlikte işyerinde geceleyin yağmaya teşebbüs' ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya bulundurma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 12 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edildi.
İDDİANAMEDEN
İddianamede sanıklar Burak Otçuoğlu, Fatih Okan Kodak, Kadir Yasak, Seccad Yeşil, Serkan Dakman ve Uğurcan Bilge hakkında ise ‘tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak', ‘silahla kasten yaralamaya iştirak' ve ‘silahla birden fazla kişi ile birlikte işyerinde geceleyin yağmaya teşebbüs etme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 10 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edildi. 2 diğer sanık hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis ile toplam 10 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edilirken, 8 sanık hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan 5'er yıla kadar, 1 diğer sanık hakkında ise 'suçluyu kayırma' ve 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçlarından 1 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.