Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment iş birliği ile sahnelenen ve seyirci tarafından büyük ilgi gören “Amadeus”, “yeni normal” süreç içerisinde alınan pek çok tedbirle, ilk kez Zorlu PSM’de, seyircisiyle buluştu.
Başrollerini Selçuk Yöntem, Okan Bayülgen ve Özlem Öçalmaz’ın paylaştığı “Amadeus”, 19 ve 21 Ekim’de yine seyircisiyle buluşacak.
Amadeus, yoğun ilgi nedeniyle Kasım ve Aralık aylarında da Zorlu PSM’de sahne açacak.
Oyunun başrol oyuncuları Okan Bayülgen ve Selçuk Yöntem, yeni gösterime giren oyunları, hayata bakışları ve kadınlarla ilgili Hakan Gence'ye samimi açıklamalarda bulundu.
İŞTE O AÇIKLAMALAR...
Okan Bayülgen son konuşmamızda “Kadınlar bunca yıl sonra bana salak olduğumu öğrettiler” demişti. Katılıyor musunuz?
Selçuk Yöntem: Bu açıklamanın alt metni neydi?
Okan Bayülgen: Erkekler yaradılışları itibariyle hanımlarla bir rekabet, paylaşma, çarpışma ve ihtiyaç hali içinde. Kendi adıma duvardan duvara çarpılarak ve her seferinde biraz daha salak olduğumu anlayarak hayatıma devam ediyorum. Bir erkeğin eşine, sevgilisine, sevdiği kıza karşı böbürlenmeleri, dayılanmaları, ‘Ben güçlüyüm, sen güçsüzsün’leriyle nasıl maskara bir çocuk haline geldiğini görüyorum. Aynı zamanda bir erkek olarak kadınlara ne kadar ihtiyacım olduğunu ve onlarla iyi geçinmem gerektiğini de anlıyorum. Hele de bir erkeğin eğer bir kız çocuğu varsa o erkeğin eğitimi bitmiyor.
KADINLARIN SAYGI DUYUKASI ZEKALARI VAR
Selçuk Bey bu hayatta kadınlardan neler öğrendiniz?
Selçuk Yöntem: İki farklı cins ve insan malzemesi. Düşünce sistemi ve mantığımız aynı görülse bile aslında çok farklı... Ve bu farkla bizim başarılı olmamız çok zor.
Neden?
Selçuk Yöntem: Çünkü saygı duyulası zekâları var. Bu asla erkekte olmayan bir nokta. Onlar bunu değerlendirmeyi çok iyi biliyor.
Mesleğiniz gereği sürekli gözlem yapıyorsunuz. Dünyanın, toplumun bugününü, pandemi sonrası hayatı nasıl yorumluyorsunuz?
Selçuk Yöntem: Bu dünyanın koronavirüsü insan. Doğanın, ağaçların, toprağın, taşın koronavirüsüyüz. Ve bu virüs dünyayı yüzyıllardır mahvediyor. Dünya direniyor, direniyor ve sonunda ilk korkunç reaksiyonunu gösterdi. Eğer insanoğlu bunu birkaç yıl sonra unutursa ve doğayla boğuşmaya devam ederse sonuçlarını çok daha kötü şekilde görecek.
Okan Bayülgen: Büyük salgınlar ya da savaşlar büyük felaketler... Bu durumlarda toplumlar rehabilitasyona ihtiyaç duyuyor. Peki bunu kim yapacak? Doktorlar milyonlarca hasta mı görecek? Hayır. Plastik sanatlardan gösteri sanatlarına ancak sanatçılar toplumu rehabilite edebilir. Sanatçıların görevi budur.