Bir döneme damga vuran Semra Kaynana’nın canlı yayında yaptığı açıklamaları...
Televizyonda manevi olarak da maddi olarak da çok şey kaybettim. Başta İstanbul’da bir evim vardı, yok pahasına bir milyar taksitle evimi sattım. Neden sattım, evde duramıyordum. Oğlum vardı evin içinde duramıyordum. Helal olsun, gönülden gelerek sattım güle güle otursun alan ama üzüldüm. Şimdi yok mu Allah’a şükür iki evim var. Üçtü, birini sattım iki kaldı. Tekirdağ’da yaşıyorum.
"ALLAH'IN ADALETİ ŞAŞMAZ"
Benim oğluma bu şekil vesile olan kişiler müebbet hapse çarptırıldı. Allah’ın adaleti şaşmaz. Allah herkesin adaletini bu dünyada veriyor. O yarışmaya katılmam oğlumun istediğiydi. Kader diye bir şey var. Olacakla öleceğe mani olamıyorsun.
Ben evlatlarımdan memnunum, mükemmel insanlar. O gün oğlumu gönderirken içime kötü bir şey doğmadı. Onlar beni çağırmıştı sunuculuk için, ben de ‘oğlum sen git benim yerime’ dedim. Oğlum gitti. Belki de bendim hedef bilemiyorum…
"CUMA NAMAZINI KILDI SONRA DA GİTTİ..."
Şöyle diyorlar ‘buldu parayı kötü madde kullandı, öldü gitti.’ Bizim yaşantımızda öyle bir olay yok. Ata çok düzgün bir çocuktu, çevresi de aynı şekilde. Cuma namazını kıldı, sonra da işe gitti.
"ACI HABERİ DOKTOR VERDİ"
Takdiri ilahi ne olacağımızı biliyor muyuz? Ben sadece bu olayın Allah’tan geldiğine inandım. Ata’nın çevresinde kötü insanlar yoktu, olağan üstün bir yaşantıya sahip bir çocuktu. Akşam oldu mu ben çocuklarımı evime toplardım. Acı haberi doktor verdi. Beni bir doktor bey aradı henüz ölmemişti, 2 saat sonra vefat etti. Bu şekilde öğrendim.
Şu an iki kişiden bahsediyorum, Allah’ın adaletinden korksunlar. Benim en yakınım olan insanlar. Allah’ın adaleti varsa siz daha bin beter olacaksınız! Artık bitti, ben de sizi bağışlamıyorum. Allah yardımcınız olsun. Evet, en küçük ben olabilirim içinizde ama ikiniz de artık topraktasınız… Ne davranışlarınız, ne duruşlarınız ne de manevi duygularınız… Allah sizi affetmesin.
"SİNEM BENİ HİÇ ARAMADI"
Ata vefat ettikten sonra Sinem beni hiç aramadı. Ben sert gibi görünürüm ama değilim... Şu var ki Sinem iyi bir kız çocuğu, iyi kalpli bir insan ama biz uyuşamadık. Sinem bana kırgın değil, ben de ona kırgın değilim. Ben hiçbir zaman ‘oğlum Sinem’le evlenirse bar köşelerinde öldürülür’ demedim. Kesinlikle böyle bir şey yok. Sinem istediği yere gidebilir, bu kimseyi de ilgilendirmez. Ama tekrar ediyorum ben kesinlikle ve kesinlikle böyle bir şey demedim.
"O YARIŞMADA SEVGİ YOKTU"
Kızlar yarışmaya oynamaya gelmişti, biz ise dinlenmeye… Oğlumu da beni de hayat çok yormuştu, biz yarışmaya girdikten sonra ne olduğunu öğrendik orada. Sonradan öğrendim şimdi şimdi anlıyorum… O yarışmada sevgi yoktu. Hale ile Ahmet evlendi çok kısa bir süre sonra ayrıldı. Evi arabayı alalım sonra da boşanalım. Evlilik bu değildir.
Semra Yücel'in açıklamalarının arından programa telefonla bağlanan Sinem Umaş kendini şu sözlerle savundu:
"SEMRA HANIM YALAN SÖYLÜYOR"
Semra hanım yalan atıyor, benim programda iç çamaşırım görünüyor diye millete rezil etti. Kendisini lütfen melek göstermesin. Yarışmadan sonra program sunan ve program program gezen kendisi değil miydi? 10 yıl sonra ilk kez konuşuyoruz. O zaman 19 yaşımdaydım ve kendimi savunamıyordum. Benim iç çamaşırıma kadar konuştu ama ben ona saygıda hiçbir zaman kusur etmedim.
"BANA YAPMADIĞINI BIRAKMADI"
Kaç sene geçti, o zamandan bu zaman kadar bir kez bile ‘Sinem’i kırdım, özür dilerim’ demedi. Ben o zamanlar net hatırlıyorum bana yapmadığınızı bırakmadınız. Kendi kızı da var, bir anne başka bir annenin kızını bu kadar rezil eder mi? 15 yıl geçti bir kez bile özür dilemedi.
‘O genç bir kız ben onun kalbini kırdım’ demedi. Semra Hanım o dönem beni kötü gösterdi. Ama hala diyor ki ‘ben Sinem’i kırmadım, özür de dilemiyorum. Asla da dilemem' Ben de kendisine asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ben kendisine hiçbir şekilde saygısızlık yapmadım. Ata’nın vefat ettiği günün ertesi günü gittim evine. Bana sarıldı, ‘senden çok özür diliyorum, beni affet et’ dedi.