Dizi, sahne performansı ve müzikal sizi zorlamıyor mu? Sorusuna,” Fiziksel olarak yorucu ama kendimize dinlenebileceğim alanlar yaratıyorum. İtiraf etmek gerekirse çok yorucu” dedi.
Sahne mi, dizi mi sizi çok yoruyor?
“Dizi oldukça mesai gerektiren bir iş, fiziksel olarak çok efor sarf etmeniz gereken bir iş. Mesai süreleri çok uzun, yayın sürelerinin uzun olmasından dolayı orada bir yoğunluk var ama sahne tarafı her şeyinizle performans yapmanız gereken bir şey. ‘Afara’ arabesk müzikalinde ekstra bir yorgunluk söz konusu. Hem hikaye anlatıp hem şarkı söylüyorum. İkisi birbirine yakın ama dizi daha yorucu” dedi.
Rol aldığı ‘Yargı’ dizisinin sezon finali çekimlerinin tamamlanmasının ardından ekip arkadaşları Pınar Deniz ve Kaan Urgancıoğlu’nun danslarının sosyal medyada ilgi gördüğü Aslan’a hatırlatılınca,” Orada yorgunluk attık, sezon finali sahnesini çektiğimiz bir yerde prodüksiyon bir alan ayırmıştı bize, burada biraz eğlenip yükünüzü atın diye. Hakikaten herkesin ortak kelimesi şeydi yorulmuşuz. Tatlı bir yorgunluktu” dedi. Dizinin bu kadar başarılı olacağına inandığını söyleyen Uğur Aslan,” Benim açımdan şundan dolayı sürpriz olmadı, Sema ilk senaryoyu yazdığında ilk okuyanlardan biriyim. Ben ona da söyledim. İnanılmaz bir hikaye yakalamışsın, inanılmaz yazmışsın. Buradan başka türlü bir sonuç beklemek mümkün değildi zaten. Benim açımdan sürpriz olmadı açıkçası. Biraz kibirli oldu ama gerçekten hissettiğim şeyi paylaştım yani.”
Dizi, sahne, müzikali nasıl yönettiniz, zorlanmadınız mı? Sorusuna,” 3 tane çocuğum var benim, biraz sıkıntılı oldu. Şikayet etmeye başladılar son dönemlerde, seni göremiyoruz artık diye. Bu biraz beni geriye doğru çekti, işin doğrusu. Sezon tatil olur olmaz, oluşan geniş zamanlarımı onlara ayırdım. Avrupa turnesi var yakın zamanda oralara çocuklarımı ve eşimi de götüreceğim. O boşluğu da öyle doldurayım, benimle vakit geçirsinler” dedi.
Dizi ve müzikalle beraber tanınırlığınız bir hayli arttı, durumdan memnun musunuz? Sorularına,” Gayet memnunum tabi ki. Bizim işimizin geri dönüşünü almak sizi ne kadar çok insanın sevdiği ve teveccüh gösterdiğiyle ilgili bir durum. Birçok sayıda insanın beni tanıyor olması hem iş anlamında bana kendimi iyi hissettiriyor. Mutluluk verici bir duygu. Bununla beraber çok ciddi şekilde sorumlulukta hissettiriyor insana. Yaptığınız her harekete dikkat etmeniz gibi tuhaf bir duyguyla yaşıyorum artık. Yolda yürürken, bir yerde oturup çay içerken oralarda biraz kafası karışık haldeyim ama bence müthiş bir duygu, şikayet edilecek bir şey yok” dedi.
Dizi ve sahne arasında bir tercih olsa hangisini seçerdiniz? Sorusuna,” Ben sahneyi çok seviyorum. Sahnede şarkı söyleyip hikaye anlatmak falan benim açımdan o kadar değerli bir şey ki. Çünkü insanlarla çok sıcak temas halindesiniz. Bir şey söylüyorsunuz tepki alıyorsunuz. Şarkı bitiyor alkışlanıyorsunuz. Hikayenizi anlatıyorsunuz duygularıyla katılıyorlar. Dizi ya da televizyon dediğiniz şey biraz daha soğuk bir alan, onun da yayından sonraki geri dönüşleri çok haz verici. İkisi birbiriyle eş mi desen, sahne biraz bende daha önde” şeklinde cevapladı.
