İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem felaketinin ardından 114 vatandaş hayatını kaybetti. Deprem sonrası aralarında müteahhitlerin de bulunduğu 9 kişi gözaltına alınıp adliyeye sevk edilirken, gözler büyük müteahhitlere çevrildi.
“ÖLEN ŞANSLIDIR..”
Ünlü iş insanı Ali Ağaoğlu, 2009 yılında CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’in konuğu olmuş ve 11 yıl önce programda yaptığı uyarı yine akıllara geldi. Ağaoğlu, beklenen Büyük İstanbul Depremi hakkında “Deprem olursa İstanbul’a ordu bile giremez, ölen şanslıdır” ifadelerini kullanmıştı.
“AVAZIM ÇIKTIĞI KADAR BAĞIRIYORUM..”
Ağaoğlu 11 yıl önce katıldığı programda beklenen Büyük İstanbul Depremi'nde , 50 bin binadan çok daha fazlasının yıkılacağını ve can kaybının ise milyonları bulabileceğini belirterek, “Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. İstanbul konut inşaat sektörünü en iyi bilen isimlerden biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70'i deprem açısından güvenli değil" sözleriyle uyarılarda bulunmuştu.
“ORDU BİLE GİREMEZ..”
“1970'li yıllarda İstanbul'un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemesini ben sattım” diyen Ağaoğlu, “Kumları Marmara Denizi'nden demirleri hurdadan çektik. O zamanın şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. Deprem olursa İstanbul'a ordu bile giremez, ölen şanslıdır" diye konuşmuştu.
“BELKİ KARAMSAR BİR TABLO ÇİZİYORUM AMA..”
İstanbul gözde semtlerinden birisi olan Bağdat Caddesi ile ilgili de konuşan Ağaoğlu, muhitteki binaların malzeme işçiliğinin kaliteli olmadığını savunarak, "En lüks semtlerdeki o süslü püslü binalar için konuşuyorum; çoğu sadece tuğla üstünde duruyor, içleri gitmiş. 1970'li yıllar, sanayağ ve benzinin karneyle alındığı zamanlardı. İbrahim Tatlıses'in dediği gibi, Urfa'da Oxford vardı da okumadık mı? Yani o dönemde en iyi malzeme onlardı. Teknoloji yoktu, betonlar kürekle karıştırıldı. Sağdan sola en az beş kere karıştırılması gerekirdi. Beton işleri de Doğulu ekiplerin elindeydi. İşçilere laf da anlatamazdık. Bir kere çevirip bırakırlardı.
Yani kısaca kum kötü, malzeme kötü, işçilik kötü. Tüm firmalar böyle çalışıyordu. Belki karamsar bir tablo çiziyorum ama ilkokuldan bu yana işin içindeyim. İşin mutfağında yetişen biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70'i deprem açısından güvenli değil. Binalar resmen iman kuvveti ile ayakta duruyor. Binaların 17 Ağustos'ta nasıl karton gibi yıkıldığını unutmamak lazım."
