Z kuşağı nedir?” ve “Z nesli?” gibi kavramlar son günlerin en fazla merak edilen konusu haline geldi. Peki, özellikle sosyal medyayı aktif kullanan bu nesle hangi yıllardan sonra doğanlar dahil? Bazı kaynaklar 1996 yılından sonra doğanlar için bu tabirini kullanırken, bazı kaynaklar da 2000 yılından sonra doğanlar için Z kuşağı ya da milenyum çocukları adı veriliyor. İşte detaylar…

Alaçatı'da yeni konsept Alaçatı'da yeni konsept

Z KUŞAĞI NEDİR?

Z nesli ya da bilinen adıyla Z kuşağı, Y kuşağını takip eden nesil grubuna verilen isimdir. Demograflar ve araştırmacılar tipik olarak 1990'ların ortasından sonuna kadar doğum yıllarını kullanırken, neslin sona erdiği doğum yıllarında fikir birliğine varılamamıştır. Z Kuşağı üyeleri genç yaşlardan beri dijital teknoloji kullanmaktadır. Bu nesil interneti ve sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanır fakat dijital olarak okuryazar değillerdir.

Z KUŞAĞI ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Z kuşağı ya da milenyum çocukları hızlı ve analitik düşünme yetisine sahiptirler. Fakat, bu yetileri bireycidir ve asla ekip çalışmasına yatkın değillerdir. Özgüvenleri yüksek olan bu neslin, böyle olma sebeplerinden biri de ebeveynlerinin kendilerine farklı baktığı düşüncesidir.

Özgürlüklerine ve bağımsız olmaya oldukça düşkündürler. Kendilerinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Televizyon reklamlarında da sıklıkla karşılaşılan 'Impossible is nothing' tarzı reklam sloganlarının hedefi tam da Z kuşağıdır. Toplumsallaşmadan çok bireyciliğe önem verir. Kuralların onlar için bağlayıcılığı yoktur. Birçoğu, ailelerinin veya akrabalarının izinden gitmek yerine kendi yollarını çizmek ister. Geçimlerini sağlamak için yaptıkları işler onlar için sadece gün içerisindeki sıkılma zamanıdır. Çaba harcamak, özveri sergilemek Z kuşağına göre değildir.

Teknoloji sayesinde bilgiye çok çabuk ulaşabildikleri için hızlı yaşamaya alışmışlardır. Bu nedenle çok çabuk sıkılıp vazgeçebilirler.

Farklı sosyal gruplarla ilişki kurma konusunda başarılı ve hak arama konusunda iyidirler. Kendilerine karşı yapılan bir haksızlık karşısında asla sessiz kalmazlar. Aile bireyleri, çocuklarına karşı kendilerini yetersiz hissettikleri için psikolojik bunalım oranının en yüksek yaşandığı nesil olarak kabul ediliyor. Sosyalleşme diye bir kavramları yoktur ve tamamen teknolojiye esir olmuşlardır.

Editör: TE Bilişim