Miyokard Enfarktüsü olarak da adlandırılan kalp krizi, koroner arterin aniden tıkanmasıyla kalbin o bölgesine giden kan akışının kesilmesiyle bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğramasıdır. Bu durum çoğunlukla geçmeyip uzun süreli göğüs ağrısı ile birlikte olur.
Koroner arter hastalığında daralmış olan koroner arterlerde kalp kasına gelen kan miktarı azalır.
Kalp krizi belirtileri nelerdir?
Kalp krizinin en önemli belirtisi göğüs ağrısıdır. Göğüsün ortasında yanma veya baskı tarzında genellikle şiddetli bir ağrı olur. Bu ağrı sol kola ve nadir de olsa sağ kola yayılabildiği gibi bazen kolların uyuşması şeklinde de görülebilir. Ağrı, beraberinde terlemeyi de getirir.
Yarım saatten uzun süren ağrıyla birlikte soğuk terleme, mide bulantısı ve nefes darlığı da vardır. Eğer kalbin alt duvarı etkilenmişse karın ağrısı ve mide bulantısı da oluşabilmektedir. Yaşlılarda ise daha çok nefes darlığı olarak belirti gösterir. Bunun yanında bayılma, ritim bozukluğu, çarpıntı da bazen kalp krizi belirtisi olabilir. Nadiren olsa da kalp yetmezliği ile de ortaya çıkabilir.
Kalp krizi bazı insanlarda saklanarak çok gizli olabilir. Diyabet hastaları neredeyse ağrı duymazlar, yalnızca nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Hiçbir belirti göstermediği durumlarda buna sessiz miyokard infaktüsü (sessiz kalp krizi) adı verilir.
Kalp hastalıkları neticesindeki ölümlerin oranı çok yüksektir. Kalp hastalıklarında ilk sırayı alan ve halk arasında kalp krizi olarak bilinen 'akut miyokard infarktüsü'ne bağlı ölümler çoğunlukla ilk 8 saat içinde olur. Bu oranların yarısından fazlası hastaneye dahi yetiştirilemeden yaşamını yitirmektedir.
Kalp krizi nedenleri
Kadınlarda daha çok görülen kalp krizinin başlıca nedeni sigara kullanımı olmakla birlikte salam, sucuk, sosis, kırmızı et gibi yüksel kolesterol içeren besinlerin fazla tüketilmesi, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite azlığına bağlı olarak ortaya çıkan şeker hastalığı kalp krizini tetikleyen unsurlardır.
Kalp krizinden korunma yöntemleri
Kalp krizinden korunmak için çevre ve gürültü kirliliğinden uzak bir yaşam alanı seçmek, sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak, vücuda zarar veren alkol ve sigara tüketiminden ve stresten uzak durmak, son olarak da gerektiği durumlarda psikolojik destek almak bu hastalığa yakalanma riskini önemli ölçüde düşüreceği gibi sağlıklı bir yaşama sahip olma olanağını da altın tepsi içinde sunacaktır.
